MHP lideri Devlet Bahçeli, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarına yüklendi.
Oslo’da Öcalan’a özgürlük sözü verildiğini ifade etti. Patlayan bombaların hepsinde AKP’nin parmağı olduğunu söyledi. Kaçak sarayda hazırlanan kaos planlarının çakma ocaklar, organize suç ve mafyatik oluşumlar tarafından uygulamaya konulduğunu belirtti. Kürt vatandaşlara yönelik provokatif eylemlere karşı da sağduyu çağrısında bulundu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çözüm süreci ve PKK’nın şehirlerde silahlanması üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP iktidarına sert sözlerle yüklendi. Patlayan bombaların hepsinde AKP’nin parmağının olduğunu söyledi. Kaçak sarayda hazırlanan kaos planlarının çakma ocaklar, organize suç ve mafyatik oluşumlar tarafından uygulamaya konulduğunu belirtti. Kürt vatandaşlara yönelik provokatif eylemlere de tepki gösteren Bahçeli, “Psikolojik harekâtlar ne kardeşliğimizi bozabilecek ne de milli birliğin surlarında delik açabilecektir.” dedi. Bahçeli’nin konuşmasından satırbaşları şöyle:
127 ŞEHİDİN KANI AKP’NİN ALNINA YAPIŞMIŞTIR: “Türkiye’nin toplumsal huzuru baltalanmaktadır. PKK alan hakimiyetini genişletip kurtarılmış şehir ve bölgeler oluşturmanın peşine düşmüşken, hükümet çözüm kanalından bu hıyanete omuz vermiş, ön açmıştır. Şehitlerin kanı, adı sanı yakinen bilinen yıkım kadrolarının eline bulaşmıştır. 20 Temmuz’dan bu tarafa 71’i asker, 53’ü polis, 3’ü de korucu olmak üzere 127 şehidimizin kanı AKP’nin alnına yapışmıştır.Cudi’de çiçek toplanacak, Ağrı’da piknik yapılacaktı! 127 şehidin sorumlusu kimdir?”
OSLO’DA ÖCALAN’A ÖZGÜRLÜK SÖZÜ VERİLDİ: “Oslo’da, ismi bizde saklı İngiliz büyükelçinin arabuluculuğunda, PKK’ya eyalet modeli, teröristlerin affı, statü taleplerinin karşılanması, İmralı canisinin özgürlüğü sözü verilirken Erdoğan’ın ruhunu Kandil ele geçirmişti. Oslo’ya görevlendirilen AKP memurları, PKK’nın şehirlerimizi bombalarla doldurmasını itiraf etmişler, teröristlere yalvar yakar halde devlet umurunu yerle bir etmişler, milleti sırtından hançerlemişlerdir. Şehitlerimizin, trajik bir şekilde tırmanan terör eylemlerinin bir numaralı sorumlusu Erdoğan ve AKP-PKK hükümetidir.”
PATLAYAN BOMBALARDA AKP’NİN PARMAĞI VAR: “Gerek Ahmet Davutoğlu, gerekse de Tayyip Erdoğan süreç ihanetinin PKK’ya silah depolama konusunda arayıp da bulamadığı bir imkan sağladığını söylemişlerdir. O halde, Türkiye’ye çevrilen silahların, patlayan bombaların, kurulan pusu ve tuzakların hepsinde AKP’nin izni, dahli ve parmağı vardır. PKK güdümlü füzelere ulaşırken sarayda keyif sürenler vebal altındadır. PKK ağır silahlarla iç savaşa yönelik talim yaparken ayakkabı kutusu dolduranlar birinci derecede suçludur. Çözüm süreci denen kanlı ve terör süreci Erdoğan ve Davutoğlu’yla beraber alayının başını yakacaktır.”
AKP GÜDÜMLÜ ÇAKMA OCAKLAR TETİKÇİLİK YAPIYOR: “Önemle ifade etmek isterim ki, etnik kutuplaşma tehlikeli boyutlar kazanmıştır. Doğu-Batı ayrımı birileri tarafından alenen kaşınmaktadır. Bu durum Türkiye’ye yapılacak en büyük kötülüktür. Türk-Kürt çatışması için zemin ve zaman kollayan mihraklar yine devrededir. Kardeş kavgası çıkarmak için el ovuşturan insan müsveddeleri, devlet içine yuvalanmış çeteler, AKP güdümlü paramiliter gruplar, çakma ocaklar, kapalı devre çalışan oluşumlar sokakları hareketlendirmek için kavga tetikçiliği yapmaktadır. Sarayın arkasında bağlı duran, kendilerine Osmanlı Ocakları diyen, aslında aziz ecdadımızın ruhunu zedeleyen, mirasını lekeleyen Bizans’ın vârisi güruh nifak saçmaktadır.”
AMAÇLARI KİTLELERİ GALEYANA GETİRMEK: “Bu güruhun (Osmanlı Ocakları) kimi zaman bozkurt işareti, kimi zaman zafer işaretleriyle toplumsal heyecanı ajite ettiği görülmektedir. Bu tekfur kalıntılarının nifak ve bozgunculukları tüm netliğiyle meydandadır. Kaçak sarayda hazırlanan kaos planları organize suç ve mafyatik oluşumlar tarafından sahaya indirilmektedir. Erdoğan 400 milletvekili için Türkiye’nin mahvını projelendirmekte, PKK ile eşgüdüm halinde şiddet yatırımı yapmaktadır. Kitleler galeyana getirilmektedir. Etnik hazımsızlık toplumsal hücrelere servis edilmektedir. Bu maksatla da MHP üzerinde oyunlar oynanmaktadır.”
KÜRT KARDEŞLERİMİZ MİLLETİMİZİN KOPMAZ BİR PARÇASIDIR: “Milli duygular kışkırtılarak Kürt düşmanlığı özendirilmektedir. Kanunsuz hiçbir eylemin içinde bir tek milliyetçi-ülkücü bulunmamış, bundan sonra da bulunmayacaktır. Hiçbir dava arkadaşımız, hiçbir partilimiz sağa sola saldıran gözü dönmüşlerin içinde yer almamış, almayacaktır. Kürt kökenli kardeşlerimiz milletimizin kopmaz, yeri dolmaz ve ayrılmaz birer mensubudurlar. PKK ile Kürt kökenli kardeşlerimizi bir ve aynı görmek tam bir cinayettir. Terör örgütünün gayesi, varmak istediği menfur aşama da esasen budur. PKK ile Kürt kökenli kardeşlerimizi eşitlemek milleti inkar eden, Türkiye’nin altını dinamitleyen kör bir tuzaktır. Psikolojik harekâtlar, algı operasyonları, yalan ve aldatma düzenekleri bizim ne kardeşliğimizi bozabilecek ne de milli birliğin surlarında delik açabilecektir.”
Muhalif basına zulüm tahammül sınırını aştı
Devlet Bahçeli, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. İktidarın muhalif medyaya yönelik operasyon ve baskılarının sorulması üzerine, “Bunların hiçbirisini doğru bulmuyoruz. Özellikle basına, basın kurullarına, basın çalışanlarına ve basın sahiplerine karşı bugünkü iktidarın yapmış olduğu zulüm artık milletimizce tahammül edilemeyecek bir sınıra ulaşmıştır. Ama 1 Kasım’dan sonra Türkiye rahatlayacaktır inşallah.” ifadelerini kullandı. Bir başka soru üzerine ise seçimlere çok az bir zaman kaldığını belirterek, BBP ile ittifakın gündemlerinde olmadığını söyledi. “1 Kasım’da da seçim sonuçları aynı olursa tavrınız değişecek mi?” sorusuna ise “1 Kasım ola, hayrola.” şeklinde cevap verdi.