O Zaman Jandarma Bu İşi Çözebilse Bu Duruma Gelmezdi”

Karaman’da bazı öğrencilere cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla hakkında dava açılan ve öğretmenlikten atılan M.B’nin, eski iş yeri komşusu M.T, 2000 yılında sanıktan aldığı bilgisayarda porno görüntülere rastlaması üzerine konuyu Jandarmaya ilettiğini, ancak kimsenin şikayetçi olmaması nedeniyle hakkında işlem yapılmadığını belirtti.
Haberler.Com

Davutoğlu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri Her Zaman …

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun konuşması Davutoğlu’nun yere düşen bayrağı kaldırması Türk Kızılayı Olağan Genel Kurulu Başbakan Davutoğlu: (2) ‘İnşallah 2017’de Kızılay Kızılhaç Federasyon Başkanlığını alacağız. Adayız ve alacağız Allah’ın izniyle’ ‘Kızılay nasıl yaralıların, mağdurların, mazlumların yanındaysa, Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri de her zaman Kızılay’ın yanında olacak’ Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kızılay’ın 2020 vizyonunda çok büyük hedefleri gözönüne aldığını belirterek, ‘İnşallah 2017’de Kızılay Kızılhaç Federasyon Başkanlığını alacağız. Adayız ve alacağız Allah’ın izniyle.’ dedi.
Haberler.Com

Ordu Milletvekili Çanak: Fındığa Her Zaman Müdahale …

Milletvekili Çanak: Fındığa her zaman müdahale edebiliriz Ak Parti Ordu Milletvekili Oktay Çanak, bu sezon 14 TL’ye kadar yükselen fındık fiyatının 10 TL’ye kadar düşmesi nedeniyle fındığa müdahalenin gündeme geldiğini hatırlatarak, ‘Rekolte az olduğu için fındık geçen sezon 20 TL’ye kadar çıktı, bugün ise 10 TL. Fındığa müdahale olacak mı gibi bir beklenti var. Biz gerçekten bir risk yaşarsak sayın bakanımızın da ifade ettiği gibi fındığa her zaman müdahale edebiliriz’ dedi.
Haberler.Com

AKGİM “HER ZAMAN GENÇLERİMİZİN YANINDAYIZ!”

Saran Holding Yönetim Kurulu Başkanı ünlü işadamı Sadettin Saran, Batı Akdeniz Teknoloji Geliştirme Bölgesi Antalya Teknokent sponsorluğu ve Akdeniz Üniversitesi Girişimcilik ve İş Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi ( AKGİM) Desteği ile Akdeniz Üniversitesi Girişimcilik ve Kariyer Topluluğu’nun düzenlediği söyleşilerin konuğu oldu.
AjansBIR

Evlenmek İçin Doğru Zaman ve Doğru İnsan (4)

Evliliği sorunsuz olan kişi, bir daha evlenmek isterse neler olabilir?
Hanımıyla ve çocuklarıyla mutlu ve örnek bir aileye sahip olduğu bilinen bir kişi, görevinde, kariyerinde veya ticaretinde başarılı olup 55–60 yaşına geldikten sonra ikinci bir evlilik yapmak isterse, doğal olarak, şu soru akla gelir:
Bu kişi sorusuz bir evlilik hayatı yaşadığı halde niçin ikinci kez evlenmek istemektedir
Bu kişinin ikinci kez evlenme isteği; mevcut hanımın görevlerini yerine getirememesi, hastalığı nedeniyle bakıma ihtiyaç duyması veya doğurgan olmaması gibi nedenlere dayanmadığına göre, erkek niçin kendisinden 30–35 yaş küçük bir bayanla dini nikâh kıyarak evlenme ihtiyacı duymuş olabilir?
Eğer anılan kişi, önce evlenmeye karar verip sonra bir eş arayışına girmemiş de, işi gereği yakınında bulunan ve onun statüsünden etkilenme ihtimali yüksek olan öğrencisi veya sekreteri gibi biriyle evlenmişse, toplum bunu normal karşılar mı?
Tartışmalı yönleri bulunsa da, kıyılan bu nikâh, nikâh değildir dememiz doğru olmayabilir; ama örfe aykırı olduğunu rahatlıkla söyleriz.
Bu evlilikle ilgili gelişmeler, muhtemelen şöyle olur:
Böyle bir evlilikteki mutluluk en fazla sekiz-on yıl sürer.
İkinci evliliğe razı olan genç kadın, ömrünün geriye kalan kısmını kocasına beddua etmekle geçirir.
İlk eş ise, zaten kendi rızası alınmadan yapılan ikinci evliliğin ilk gününde bedduaya başlamıştır.
Evlenen kişinin ilk hanımıyla ve onun akrabalarıyla ilişkilerinin bozulması, yetişkin çocuklarının gözündeki saygınlığını kaybetmesi gibi durumlar da ayrıca yaşanması kaçınılmaz durumlardır.
Sormak gerekir: Bütün bunlara değer mi? Elbette değmez. İnsan, zevklerinin esiri olmamalıdır.
Sevgili kardeşim! Son olarak şunu da söylemeliyim:
Evlilik, ciddi bir iştir.
Aile toplumun temelidir.
Toplumun temeli olan aile, sağlam temeller üzerine kurulmalıdır.
Evlenirken ticari bir şirket kurar gibi, maddi kaygılar içinde olmak doğru değildir.
İyi bir aile için; şeffaflık, denklik ve İslami ahlakı olmazsa olmaz şartlardır.

Adıyamanda Bugün Gazetesi

Deneyimli Yazar Ali Bulaç, “İslam Dünyası Birlik Olursa Belki De O Zaman Kendi Kaynaklarına Sahip Olur”

Ortadoğu’da yaşanan çatışmaları ve yaşanan olayları gazetemize değerlendiren deneyimli yazar Ali Bulaç, “Bu çatışmanın da kısa veya orta vadede uzlaşmayla sonuçlanacağı gözükmüyor” dedi.

Ortadoğu ile batı arasında bir çatışmalara değinen deneyimli yazar Ali Bulaç, “Batının dedikleri yapılmadığı zaman o ülkeleri terörist olarak ilan ediyor. Bu sebeple İslam dünyasıyla batı arasında bir anlaşmazlık var” ifadelerini kullandı.

“Ortak bir şeyi paylaşamıyorlar, sürekli olarak çatışıyorlar”

Şuanda İslam dünyasında 8 alanda çatışma olduğunu belirten deneyimli yazar Ali Bulaç, “Bu ortamda tam olarak bir kaos yaşanıyor. Dinler arasında çatışma var. Hiç tarihimizde olmadığı şekilde Müslümanlar, Hıristiyanların kiliselerine saldırıyorlar. Nijerya’da da Hıristiyanlar Müslümanlara saldırıyorlar. Bu tür olayla tarihte olmamış olaylardır. Şuanda farklı bir şey yaşanıyor. Şimdi hiç kimse kimseye tahammül etmiyor. Şuanda mezhepler arasında çatışma yaşanıyor. Bu tür olaylar giderek acımasızlaşıyor ve derinleşiyor. Bir diğer çatışma da etnik çatışmadır. Bu insanlar bir araya gelemedikleri gibi sürekli olarak çatışıyorlar. Ayrıca sınıflar arası çatışmayı da unutmamak gerekir. Yoksulla zengin arasında bir çatışma yaşanıyor. Tarihte beşeriyetin üç hareketi var. Birisi göçebelikten yerleşikliğe geçen hareket, diğerleri ise kırsal alandan şehirlere, varoşlardan, çevreden merkeze doğru olan harekettir. Ve bu son hareket çatışmalara sebep oluyor. Bunun temelinde gelir adaletsizliği var. Bu eşitsizlik sadece bir ülkede mevcut değil. Bölgeler, sınıflar ve ülkeler arasında eşitsizlik var. Dünya kaynaklarının yüzde 83’nü nüfusun yüzde 20’si kullanıyor. Bu rakam giderek yüzde 10’u bulmakta. Hergün muntazam bir şekilde 200 bin kişi merkeze doğru göç ediyor. Sivil toplum örgütleri arasında da çatışma var. Müslüman cemaatler bile birbirleriyle çatışıyorlar. Veya anlaşamıyorlar. Ortak bir şeyi paylaşamıyorlar, sürekli olarak çatışıyorlar. Ayrıca laikler ve antilaikler arasında da bir çatışma var. İnsanlar arasında görüş ayrılıkları oluyor. Ve bu çatışma giderek bu toplumu farklı bir yöne götürüyor. Bu durum çok sistemli bir şekilde götürülmektedir. Siyasilerde, STK’larda bu durumun bir parçasıdır. Ne yazık ki, İslam dünyası böyle bir sürecin içerisine girmiş durumda. Bu çatışma Ortadoğu’nun içerisinde bulunduğu çatışmadır. Birde Ortadoğu ile batı arasında bir çatışma var. Bu çatışmanın da kısa veya orta vadede uzlaşmayla sonuçlanacağı gözükmüyor. İslam dünyasının enerji kaynakları ve nakilleri üzerindeki tasarruf kimin elinde olacak? Bu kaynakları dağıtmada yetki batının mı elinde olacak? Yoksa İslam dünyasının mı elinde olacak? Batı diyor ki, “Bu enerji kaynaklarına ben hükmedeceğim ve şekil vereceğim. Sen bu kaynakları kullanımda yüzde 50’ye sahip değilsin” Ne zaman ki, İslam dünyası birlik olursa belki de o zaman kendi kaynaklarına sahip olur. Bu dünyanın tepeden tırnağa değişmesi ve reform yapması lazım. Ancak batı, “Benim sana hazırladığım reformlara göre değişeceksin. Sen kendin bir değişim gerçekleştirmezsin. Ben sana reform paketi getiririm” diyor. Batının dedikleri yapılmadığı zaman o ülkeleri terörist olarak ilan ediyor. Bu sebeple İslam dünyasıyla batı arasında bir anlaşmazlık var. Biz iç dinamiklerimizle ayakta duramıyoruz. Ve Müslümanlar büyük yenilgilere uğruyorlar. Ve daha sonra Müslümanlar toparlanarak yeniden savaşıyorlar. Ahlaki vaziyette de çökmüş durumdayız” diye konuştu.

Adıyamanda Bugün Gazetesi